10 Ocak 2012 Salı

Kocagöz ile Kör Prens



Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak diyarların birinde siyah uzun saçlı al yanaklı güzel mi güzel bir Kocagöz yaşarmış.Bu Kocagöz’ün öylesine büyük ve iri gözleri varmış ki dünyadaki bütün insanların neler yaptığını görebilirmiş.Gözlerini her açıp kapatışında öyle bir rüzgar esermiş ki kirpiklerinden, taş taş üstünde kalmazmış.Lakin gözleri o kadar güzelmiş ki bir bakan kendisini onlardan alamaz deli divane aşık olup dağları aşar,çölleri delermiş.





Günlerden bir gün Kaf dağlarının ardından kopup gelen bir haberci bulutların ötesindeki bir ülkenin kör prensinin bir davet vereceğini ve bütün halkın davetli olduğunu duyurmuş.Bunu duyan bütün halk günler öncesinden hazırlanmaya başlamış.Gel zaman geçmiş git zaman gelmiş kocagöz ve dostları prensin davetini geri çevirmeyip saraya doğru yol almışlar. Az gitmişler uz gitmişler dere tepe düz gitmişler sonunda prensin sarayına varmışlar.





Sarayın altınlarla kaplanmış kapısından adım atmışlar. Saray öylesine kalabalıkmış ki fazladan bir kum tanesine bile yer yokmuş .Derken prensin gelenleri selamlamasıyla gece başlamış ,bir yanda dans eden çiftler bir yanda prense aşık gençler geceye renk katmışlar .Kör prensin o kadar hassas kulakları varmış ki karıncaların fısıltılarını bile duyarmış.Saatler ilerledikçe saraydan yükselen kahkaha sesleri bütün ülkede yankılanmaya başlamış.





Bu arada Kocagöz ay üzerinde uyumaya çalışan minicik devleri görürken gözünden bir damla yaş süzülüvermiş. Bir papatyanın üzerine düşen bu damla birdenbire lal bir meleğe dönüşüvermiş."Ah" diye sızlanmış kocagöz. "Benim gözüm neden bu kadar büyük? Görmeyen onca insan varken haksızlık değil mi ki bu?" Küçük melek elindeki sopasıyla şöyle yazmış bulutlara:


“ bir gün elbet görecektir bütün gözler,


o gün geldiğinde de gülecektir yüzler,


sen o günü bekleyedur gözlerini değil dilini konuştur.”





Bunları yazar yazmaz kayboluvermiş melekçik.Düşüne düşüne salona geri dönüvermiş kocagöz. Tam kapıdan girerken yedi cihanı titreten naif,güçlü kadifemsi bir sesle irkilmiş.Peri kızını andıran bir edayla gözlerini çevirivermiş sesin geldiği tarafa.Lakin o da ne?gözlerine inanamamış olduğu yerde taş kesilivermiş bir anda.





Kocagöz karşısında okyanus mavisi ve orman yeşili gözleriyle kendisine doğru bakan prensi görür görmez içindeki seslerin sustuğunu hissetmiş.Prens öylesine büyüleyici bir şekilde konuşuyormuş ki kocagözün buz kesen yüreği bir anda erimeye başlamış . "Ah" demiş prens " demek siz de gecenin bahşettiklerinin farkındasınız.keşke kokusunu duyduğum şu karanlı bir an da olsa görebilseydim." "üzülmeyin prensim "demiş kocagöz. " bunun bi yolu var."





"Şu okyanusun ardındaki küçücük adada tek başına yaşayan uzun sakallı bir bilmiş var.Bütün ömrünü dertlere deva bularak geçirmiş.Lakin öyle herkesleri kabul etmiyor yanına.Kendi devana duyduğun isteği istiyor avuçlarına.Ay düşmeden gökten düşüverelim yollara.." demiş kocagöz.Prens bir umut kabul etmiş bu teklifi.Kocagöz ve kör prens o gece koyulmuşlar yola.Az gitmişler uz gitmişler 3gün 3gece azgın dalgalara karşı kürek çekmişler.Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişler.





Sonunda ıssız ve vahşi bir adada tek başına yaşayan uzun sakallıyı bulmuşlar.Yanına girip durumu anlatmışlar.Uzun sakallı "tek bir şartım " var demiş kör prense..Ve uzunsakal başlamış anlatmaya


“7 gün batımı boyunca gezeceksin benim ıssız adamda


Yalnızca bir kişi anlatacak gördüklerini sana


ve sen hepsini çizeceksin sana vereceğim kağıtlara.


İçlerinden en gerçekçi olanından bir göz yapacağım sana.”





Kör prens kocagözle birlikte düşmüş yine yollara.Kocagöz gördüğü ne varsa anlatmış tüm ayrıntılarıyla.Öyle güzel anlatıyormuş ki çiçekleri ,böcekleri ,ağaçları ve ormanları hayran kalmış kör prens tüm bunları anlatana..





7 gün boyunca bütün adayı gezmişler.Son gece ay çıkınca gökyüzüne bir ağacın altına sığınmışlar yine.Kocagöz o kadar yorgun düşmüş ki anlatmaktan oracıkta uyuyuvermiş hemen.Kör prens usulca eğilmiş kocagözün yanına.rüzgarla birlikte uçuşmaya başlamış kocagözün saçları.cennet gibiymiş kokusu.yavaşça yüzüne dokunmuş , gözlerine takılıvermiş eli ,sonra upuzun kirpiklerine değmiş usulca..Kör prens dayanamamış almış eline uzunsakalın verdiği kağıtları başlamış çizmeye ellerinin hayalinde bıraktığı izleri..Sonra yıldızlar dökülüvermiş gökten,güneş görünmüş birden.Uyanıp en derin uykulardan gidivermişler uzunsakalın yanına.Almış eline resimleri saatlerce incelemiş uzunsakal.Hepsi o kadar gerçek gibiymiş ki çok şaşırmış. Fakat bir tanesi adeta bir fotoğraf gibiymiş."Tamam " demiş kör prense.."Bir gün içerisinde göreceksin sen de.."


"Günbatımına kadar bana biraz izin ver" demiş uzunsakal. "Sen de git biraz dinlen”. Kör prens adanın en muhteşem kıyısına gitmiş sevinçle.Hoplamış zıplamış bir süre,çığlıklar atmış gönlünce.Sonra atıvermiş kendisini denize.. Derken batıvermiş gün gizlice.Kör prens martıların yardımıyla soluğu almış uzunsakalın evinde."Uzan bakalım" demiş uzunsakal."Şimdi hiç korkmayacaksın.Ve derin bir uykuya dalacaksın ..uyandığında da rengarenk olacaksın.."





Uzanmış masaya kör prens.Başlamış kalp atışlarını saymaya..1,2,3,4,5 derken dalıvermiş son kez karanlıklara..Çiçekleri duymuş en güzel şarkılarını mırıldanırken.sonra bulutlar çıkmış bir anda..Mavileri öpmüş uykusunda. Derken uyandırılmış en tatlı uykusundan.Uzunsakal açıvermiş kör prensin yüzündeki örtüyü.Kör prens derin bir sessizliğe gömülmüş.sağa bakmış sola bakmış..Ellerine bakmış sonra kendi ellerine..Renkleri görmüş pencereden bakmış etrafa..





Sonra kocagözün yerini sormuş uzunsakala."Gitti "diyebilmiş uzunsakal.Peki ama neden??? İnanamamış kör prens hemen koşuvermiş peşinden.Kokusundan izini sürerek yakalamış kocagözü.Lakin o da ne? Kocagözün diğer gözü de nerede? Tam o anda anlamış olan biteni.İkisi de bir aşk meleğinin olmuş esiri.Öpüvermiş prens kocagözü.Gülüvermiş her ikisinin de yüzü.tam o anda yine görünmüş aşk meleği. Ve anlamış kocagöz meleğin niyetini.


Masal bu ya evlenivermiş bizim ikili.Kırk gün kırk geze düğün yapmışlar hem de pek afili.Eee onlar ermiş muradına biz de çıkalım kerevetini=) ee gökten de düşmüş elmaların en irileri lakin hepsini de yemiş bizim gonci delisi=)

2 yorum: