27 Kasım 2011 Pazar

Huzur'a heybeden bir teşekkür..

Ağustosların sıcaklarında dolanırken aylak aylak ve de düşünürken Van kedilerini,yıkılmamış sokaklarını,gölünü,insanlarını,dağlarının ardını gölgeni gördüm birden.Ürkektim.Sana sığınmaktan korktum.Sende dinlenmekten çekindim.Koşarak uzaklaşmak istedim.Adımlarım köreldi.Bir arpa boyu yol kat edemedim gölgenden.Sonra insanların midelerinde uçuşan o kelebekler konuverdi burnuma.Renklerine kapıldım.Ömürlerinin kısalığına aldırmadım,derken sol yanımda yuva yaptım onlara.


Karpatlardan gelmiş olmanın ve yine uzak diyarlara gidecek olmanın hüznünü taşıyorken sen avuçladın bütün yükümü o andan itibaren. Gözüm gözüne değer değmez kucakladın ağırlıklarımı. Korkularımı sakladın. Elektriğimin olmadığı anlarda sen aydınlattın pembe duvarlı adının yazılı olduğu odamı. Silah seslerini nefesini dinleterek duyurmadın bana.


Sesinle uyandım orada. Sesinle uyudum. Sesin ile geçirdim günlerimi. Yemek yaptım seninle konuşarak. Okan’ı izledik her akşam sen bir uçta ben bir uçtayken. Uzaktaydık birbirimizden. Ama uzaklaşmadık hiç yüreklerimizden.


Yine gitmelerin o iğrenç tadı sardı damaklarımı.Denizlerdeki karartıları göremeyecek olmanın şiddeti kapladı hislerimi.Bu kez sen de gideceksin.Bu kez birlikte gideceğiz.


Şimdi sıra ben de sevgilim; ben bekleyeceğim yolunu dağların ardında.Ben sayacağım şafağını senden kilometrelerce uzak bir sınır köyünde.Sınıfımdaki tahtada yazacak sana kavuşacağım gün sayısı.Adınla kuracağım hikayelerimi Türkçe derslerimde.Ben de asker olacağım seninle birlikte.Silah yerine kalem tutacak ellerim,tebeşir kokacak her yanım.


Serkan Yanık; beni ayağa kaldıran adam.Kocagözlerime renk verenim,biz neleri başardık seninle,askerliği de yer bitiririz koca göbeklerimizle=)


Hayatımda olduğun için sana minnettarım.


Seni seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder